Bireysel Terapi Nedir?
Bireysel terapi, bireyin hayatında karşılaştığı sorunlarla veya ulaşmak istediği hedeflerle ilgili bir ruh sağlığı uzmanından birebir psikolojik destek almasıdır. Bu süreç bireyin duygusal zorluklarla baş etmesini kolaylaştırır, kişisel gelişimini destekler ve yaşam kalitesini arttırmaya çalışır. Terapi sırasında kişinin duygu ve düşüncelerini özgür bir ortamda ortaya çıkarması sağlanır. Kişiye güvenli bir ortam sunarak farkındalığını arttırmak amaçlanır. Terapist ile kurulan ilişki, kişinin yaşadığı sorunların kaynağını keşfetmesine ve bu sorunlarla daha sağlıklı başa çıkabilmesine olanak sağlar. Her bireyin ihtiyaçları farklı olduğu için terapi süreci de kişiye özel olarak şekillenir.
Bireysel Terapiden Kimler Yararlanabilir?
Bireysel terapi;
- Başkalarıyla içindeki duygu ve düşüncelerini paylaşmakta zorlananlar,
- Hayatının zor bir döneminden geçerken bir desteğe ihtiyaç duyanlar,
- Kaygı ve stresini yönetmekte zorlananlar,
- Travmatik yaşantılarının üstesinden gelmeye çalışanlar,
- İlişkilerinde sıkıntılar yaşayan ya da karar verme güçlüğü çekenler,
- Diğer insanlarla iletişim kurmakta sorun yaşayanlar,
- Özgüven, öfke, yas gibi duygusal konularda zorlananlar,
- Takıntı, panik atak ya da fobileri olanlar,
- Yeni yaşam hedefleri belirlemek isteyenler,
- Kendini tanımak ve kişisel gelişim için çalışmak isteyenler için oldukça faydalı olabilir.
Bireysel Terapinin Amacı
Bireysel terapinin temel amacı, kişinin kendi kendinin terapisti olacak bir düzeye gelmesidir. Bu süreçte kişinin kendini tanıması, yaşadığı duygusal zorluklarla baş edebilmesi, düşünce kalıplarını fark etmesi ve daha kaliteli bir yaşam sürdürebilmesi için içsel bir farkındalık kazandırmaktır. Ayrıca travmaların kişinin üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılması, kişinin olumsuz alışkanlıkların değiştirilmesi, kaygı düzeyinin düşürülmesi, varsa depresyon belirtilerinin azaltılması, duygu ve stres yönetimini kazanması, çevreyle daha sağlıklı etkileşim kurmasının sağlanması da bu sürecin hedefleri arasındadır.
Terapi Süreci Nasıl İşler?
Terapötik ilişki, danışan ve terapist arasındaki iyileştirici ilişkiye verilen isimdir. Danışan ile terapist arasında kurulan güvene dayalı bağ, terapinin en önemli yapı taşlarından biridir. Bu güvenli ilişki sayesinde danışan, kendisini açıkça ifade etme cesareti bulur ve derinleşebilen bir içsel farkındalık sürecine girer. Terapistin empati, anlayış ve yargılamadan dinleyebilme becerisi, bu ilişkinin sağlıklı kurulmasında belirleyicidir. Terapide kullanılan teknikler bir yana, terapiyi iyileştirici kılan en önemli unsurun terapötik ilişkiyi kurmak olduğunu söyleyebiliriz. Bu ilişki biçimi hayattaki diğer ilişkilerimizin hepsinden daha farklı bir yerdedir. Diğer ilişkilerimizde genellikle çift yönlülük vardır. Örneğin arkadaşınızla konuştuğunuzda karşılıklı bir dertleşme durumu vardır ve ikinizin de hayatı bu konuşmanın merkezindedir. Fakat terapötik ilişkide sadece danışanın hayatı, sorunları ve duyguları ilişkinin merkezinde yer alır; yani tek yönlü bir ilişkidir. Bu açıdan bakıldığında bu ilişkinin tek amacı danışanı iyileştirmek ya da daha iyi bir versiyonuna dönüştürmektir. Bu yüzden bu ilişkinin kendisi bile iyileştirici bir etkiye sahiptir.
Bireysel Terapide Ne Yapılır?
Terapide amaç; danışanın düşünce, duygu ve davranışlarını anlamasına yardımcı olmak, daha sağlıklı başa çıkma yolları geliştirmesini sağlamaktır. Bu süreçte;
terapist bireye aynalama yaparak iç görü kazandırır. İçgörü, kişinin kendi gücü ve yeterlikleri konusunda daha önce sahip olmadığı, yeni bir bilgi ve farkındalık kazanmasıdır.
- Sorunların kökenine inilir ve anlamlandırılır,
- Farklı başa çıkma becerileri geliştirmesine yardımcı olunur,
- Olumsuz düşünce kalıpları üzerinde çalışılır,
- Duygusal farkındalık artırılır,
- Hedefler belirlenir ve bu hedeflere ulaşmak için adımlar planlanır.
Bireysel Terapi Ne Kadar Sürer?
Bireysel terapinin sıklığı ve süresi kişinin başvuru sebebi ve sorunun derinliğine göre değişmektedir. Başvuru sebebi ilerlemiş bir takıntı durumu ya da yıllardır devam eden bir sorunsa tedavi süreci de buna göre uzayabilir. Daha güncel bir konuysa ve olayın başlarında terapi sürecine başvuru yapıldıysa daha kısa sürede terapiden sonuç alınabilir. Terapi sürecinin sonlandırılması uzman ve danışanın ortak kararıyla belirlenir. Terapi süreci minimum 3-4 seans sürerken maksimum süresi 1-2 yılı bulabilir ve bu süreler değişkenlik gösterebilir. Bu süreler uzmanın kullandığı terapi ekolüne göre de değişebilir. Örneğin Bilişsel Davranışçı Terapi ekolüyle çalışan bir uzman 6-8 seans aralığında bir ilerleme kat ederken Psikanaliz ile çalışan bir uzmanın danışanı tanıma süreci 1 sene kadar sürebilir. Burada hangi ekolle ilerlemek istediğiniz çok önemlidir. Terapiye başvurma sebebinizi uzman ile paylaştığınızda sizin için hangi ekolle çalışmanın uygun olacağını belirleyebilir.
Seansların süresi ve sıklığı nasıldır?
Her bir seans yaklaşık 45 dakika olarak planlanır. Seans sıklığının başlangıçta haftada 1 olması tavsiye edilir. Zamanla sorunlarda ilerleme kat edildikçe 2 haftada 1 ve ilerlemeler devam ettikçe ayda 1 e kadar çıkar. Terapi süreci içerisinde bazı durumlarda, örneğin kriz durumlarında veya acil çözülmesi gereken bir durum olduğunda terapistin gözlemi ve danışanın da isteğiyle seans sıklığı haftada 2-3 e çıkabilmektedir. Terapi sürecinin bitimi danışan ve terapistin ortak kararıyla belirlenir. Terapi süreci bittikten sonra sorunun devam edip etmediğinden emin olmak ya da danışana baş etme yöntemlerini hatırlatmak adına bir takip seansı yapılabilir. Eğer danışan var olan sorunlarını çözmüş ve yeni hedefler belirlemek isterse yeni hedefler üzerinden terapi sürecine devam edebilir.
Bireysel terapide çalışılan konular
Depresyon
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB)
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)
Ayrılma kaygısı bozukluğu
Yas ve kayıp süreci
Yeme Bozuklukları
Özgüven eksikliği ve değersizlik hissi
Tükenmişlik sendromu
Motivasyon eksikliği
Mükemmeliyetçilik ve aşırı kontrol ihtiyacı
Öfke kontrolü problemleri
Stres yönetimi zorlukları
Duygusal düzenleme problemleri
İlişki ve bağlanma sorunları
Karar verme ve sorumluluk alma güçlükleri
Kıskançlık, utanç, suçluluk gibi zorlayıcı duygular
Yaşam geçişlerinde zorluk (boşanma, iş değişikliği, ebeveynlik vb.
Kendini tanıma ve kişisel gelişim isteği
Anksiyete (Kaygı) Bozuklukları
Genel anksiyete bozukluğu (GAD)
Panik bozukluk
Sosyal fobi (sosyal kaygı bozukluğu)
Agorafobi
Özgül fobiler (örneğin yükseklik, uçak, böcek korkusu vb.)
Kullanılan Terapi Yöntemleri
Bireysel terapide, kişinin ihtiyaçlarına göre farklı yaklaşımlar kullanılabilir. En sık uygulanan terapi yöntemlerinden bazıları şunlardır:
1- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT):
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), bireylerin yaşadıkları duygusal ve psikolojik sorunları, düşünce yapılarındaki olumsuz kalıpları fark ederek ve dönüştürerek çözmeyi amaçlayan kanıta dayalı bir terapi yöntemidir. BDT, bireyin olayları algılama ve yorumlama biçiminin, duygularını ve davranışlarını doğrudan etkilediği temel varsayımına dayanır. Bu yaklaşım, danışanın mevcut düşüncelerini yeniden yapılandırarak daha sağlıklı, işlevsel ve gerçekçi bir bakış açısı geliştirmesini hedefler.
BDT Ne Amaçlar?
Bilişsel Davranışçı Terapi, geçmiş yaşantılar sonucu gelişmiş olan olumsuz düşünce kalıplarını ve bu düşüncelerin neden olduğu duygusal sıkıntıları tanımayı ve değiştirmeyi hedefler. Özellikle çocukluk travmaları, başarısızlık deneyimleri, ilişki problemleri gibi yaşanmışlıklar sonucu oluşan işlevsiz düşünce yapıları, bireyin bugünkü hayatını olumsuz etkileyebilir. BDT, bu düşünce-duygu-davranış üçgenini çözümleyerek, danışana daha sağlıklı başa çıkma yolları kazandırmayı amaçlar.
Terapi Süreci Nasıl İşler?
BDT sürecinde ilk adım, danışanın yaşadığı zorlukları ve bu zorluklarla ilişkili olan otomatik düşünceleri tanımlamaktır. Bu düşünceler genellikle hızlı, sorgulanmamış ve gerçeği tam yansıtmayan inançlardır. Terapist, danışanla birlikte bu düşünceleri ele alır, gerçeklik paylarını sorgular ve alternatif, daha işlevsel düşünce biçimlerini geliştirmeye yardımcı olur. Bu süreçte düşünce kayıtları, davranışsal deneyler ve ev ödevleri gibi çeşitli araçlar kullanılır.
Kullanılan Teknikler
Bilişsel Davranışçı Terapi çok çeşitli tekniklerle desteklenir. Bunlardan bazıları şunlardır:
- Düşünce Günlüğü: Olumsuz düşünceleri fark etmek ve analiz etmek için kullanılır.
- Maruz Bırakma (Exposure): Korku veya kaçınılan duruma kademeli olarak yaklaşmayı sağlar.
- Davranışsal Aktivasyon: Özellikle depresyonda olan bireylerde motivasyonu artırmak için kullanılır.
- Sokratik Sorgulama: Danışanın düşüncelerini derinlemesine sorgulamasını sağlar.
- Yeniden Yapılandırma: İşlevsiz düşünceleri yeniden şekillendirme sürecidir.
Hangi Durumlarda Etkilidir?
BDT, birçok psikolojik problemde etkili sonuçlar vermektedir. En sık kullanıldığı alanlar şunlardır:
- Depresyon
- Kaygı (Anksiyete) Bozuklukları
- Panik Bozukluk ve Panik Atak
- Fobiler (Sosyal fobi, agorafobi vb.)
- Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)
- Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB)
- İlişki sorunları ve öfke kontrolü
Ayrıca sınav kaygısı, özgüven problemleri, takıntılar ve uyum güçlükleri gibi daha gündelik yaşamda sık karşılaşılan sorunlarda da BDT oldukça etkilidir.
2-Şema Terapi:
Şema Terapi, erken çocukluk döneminde gelişen ve bireyin yaşamı boyunca tekrar eden olumsuz düşünce, duygu ve davranış kalıplarını tanımayı ve dönüştürmeyi amaçlayan bütüncül bir psikoterapi yöntemidir. Jeffrey Young tarafından geliştirilen bu yaklaşım, bilişsel davranışçı terapinin yanı sıra bağlanma kuramı, psikodinamik terapi ve gestalt gibi farklı ekollerden de beslenmektedir. Özellikle uzun süredir devam eden ilişki sorunları, duygusal yetersizlik hissi, değersizlik inancı ve terk edilme korkusu gibi derin köklere sahip sorunların çalışılmasında oldukça etkili bir yöntemdir.
Şema Terapi Neyi Hedefler?
Şema Terapi’nin temel hedefi, bireyin yaşamını olumsuz etkileyen, çoğu zaman farkında bile olmadığı “şemaları” tanımlamak ve bunları dönüştürmektir. Şemalar, bireyin çocuklukta yaşadığı tekrar eden olumsuz deneyimlerin sonucu olarak gelişen, kendilik ve dünya hakkındaki inanç sistemleridir. Bu şemalar, yetişkinlikte de çeşitli durumları yanlış yorumlamamıza, aşırı duygusal tepkiler vermemize ve ilişkilerde benzer döngüleri yaşamamıza neden olabilir.
Şema Nedir?
Şema; bireyin kendisi, diğer insanlar ve dünya hakkında geliştirdiği temel inanç sistemidir. Çocuklukta ebeveyn tutumları, ihmal, istismar, aşırı eleştiri, aşırı koruyuculuk gibi deneyimlerle şekillenen bu yapılar, yetişkinlikte de otomatik olarak devreye girer. Örneğin, çocukken yeterince ilgi görmemiş bir bireyde “duygusal yoksunluk şeması” gelişebilir ve bu kişi ilişkilerinde sürekli ilgisiz ya da mesafeli partnerleri seçme eğiliminde olabilir.
Sık Görülen Şema Türleri
Şema Terapi, 18 temel şemayı tanımlar. Bunlardan bazıları şunlardır:
- Terk edilme şeması: Yakın olduğu kişilerin onu bir gün terk edeceğine dair derin inanç
- Duygusal yoksunluk şeması: Kimsenin onun duygusal ihtiyaçlarını karşılamayacağına dair beklenti
- Yetersizlik ve utanç şeması: Değersiz, eksik ya da kusurlu olduğu inancı
- Aşırı standartlar şeması: Kendinden veya başkalarından sürekli olarak mükemmeliyet bekleme
- Bağımlılık şeması: Kendi başına karar veremeyeceği, güçlü olamayacağı inancı
Her bireyde bu şemalardan birkaçı baskın olabilir ve yaşadığı birçok sorunun altında bu yapılar yatıyor olabilir.
Şema Terapi Süreci Nasıl İşler?
Şema terapi süreci üç aşamada ilerler:
- Tanıma: Danışan, kendisinde baskın olan şemaları ve bu şemaların hangi çocukluk deneyimlerinden kaynaklandığını fark eder.
- Duygusal deneyimleme: Geçmiş yaşantıların yarattığı duygular yeniden deneyimlenir ve işlenir.
- Dönüştürme: İşlevsiz şemaların yerine, daha sağlıklı düşünce ve davranış biçimleri yerleştirilir.
Bu süreçte hem bilişsel çalışmalar yapılır hem de duygularla yüzleşmeye yönelik teknikler (örneğin sandalye çalışmaları, imgesel yeniden canlandırmalar) kullanılır. Terapist, danışanın içsel çocuğunu destekleyen “yeniden ebeveynlik” rolüyle sürece aktif biçimde katılır.
Hangi Durumlarda Şema Terapi Etkilidir?
Şema terapi, özellikle çocukluk temelli duygusal yaralar ve kişilik yapısında yerleşmiş sorunların çözümünde etkilidir. Şu alanlarda sıklıkla tercih edilir:
- Uzun süredir devam eden ilişki problemleri
- Kendilik değeriyle ilgili sorunlar (özgüven eksikliği, değersizlik hissi)
- Terk edilme korkusu ve bağlanma sorunları
- Bağımlı, kaçınan veya aşırı fedakâr davranış örüntüleri
- Borderline ve narsistik kişilik özellikleri
- Yoğun öfke patlamaları veya duygusal dalgalanmalar
- Depresyon, anksiyete ve obsesif düşünceler
Hangi Durumlarda Şema Terapi Etkilidir?
Şema terapi, özellikle çocukluk temelli duygusal yaralar ve kişilik yapısında yerleşmiş sorunların çözümünde etkilidir. Şu alanlarda sıklıkla tercih edilir:
- Uzun süredir devam eden ilişki problemleri
- Kendilik değeriyle ilgili sorunlar (özgüven eksikliği, değersizlik hissi)
- Terk edilme korkusu ve bağlanma sorunları
- Bağımlı, kaçınan veya aşırı fedakâr davranış örüntüleri
- Borderline ve narsistik kişilik özellikleri
- Yoğun öfke patlamaları veya duygusal dalgalanmalar
- Depresyon, anksiyete ve obsesif düşünceler
Şema Terapi ile Ne Kazanılır?
Şema terapi, bireyin kendini daha derinlemesine tanımasını sağlar. Danışan, tekrar eden olumsuz döngülerin farkına vararak artık bunlara mahkûm olmadığını görmeye başlar. Bu farkındalık sayesinde birey, daha sağlıklı ilişkiler kurabilir, duygularını düzenleyebilir ve yaşam kalitesini artırabilir. En önemlisi de kişi, geçmişten gelen yaraları fark edip onları şefkatle dönüştürme gücünü kendisinde bulur.
Terapist, bireyin ihtiyacına göre bu yöntemlerden birini veya birkaçını entegre ederek kullanabilir.
Terapide Gizlilik ve Gönüllülük
Terapide en önemli ilkelerden ikisi gizlilik ve gönüllülüktür. Danışan ve terapist arasında konuşulanlar tamamen gizli kalmaktadır. Kişinin terapi sürecinde her türlü konuyu rahatlıkla paylaşabilmesi için uzmanın ona bu konuda güven vermesi gerekmektedir. Seanslarda paylaşılan her bilgi etik ilkeler çerçevesinde gizli tutulur ve kişinin izni olmadan üçüncü kişilerle paylaşılmaz. Aynı zamanda danışanın bu süreçteki gönüllüğü de çok önemlidir. Danışan seanslarda kendini açabiliyorsa, seanslara düzenli katılım sağlıyorsa, terapistin ödev ve önerilerine uyuyorsa terapi sürecinde danışanın gönüllü olduğunu söyleyebiliriz. Eğer terapi sürecinde gönüllülük yoksa terapi yeterince işlevsel olmayacaktır.
Sık sorulan sorular
Terapide anlattıklarım gizli mi kalır?
İlk terapi seansında ne olur?
Kaç seans sürer?
Terapide konuşmak zorunda mıyım?
Terapide her şeyi anlatmalı mıyım?
Seanslara gecikirsek ne olur?
Unutmayın: Yaşadığınız her zorlukla yalnız başa çıkmak zorunda değilsiniz. Bireysel terapi, kendinizi keşfetmek ve daha sağlıklı bir yaşam için atacağınız değerli bir adımdır. Bu adımı ne kadar erken atarsanız, sizin için o kadar sağlıklı olacaktır.